BAKLAVA
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
NAMAZ
Hoca bi gün camiye gitmiş namaz kılacakmış hoca vaaz verirken demişki sağ tarafıızda melekler sol tarafınızda şeytan bulunur.
Bunu duyan hoca namaz sonunda selam verirken sağa dönmüş meleklere esselamün aleyküm demiş sola dönüp şeytanlara iktirin len burdan deyip namazı bitirmiş.
ŞAKADAN HOŞLANMAM
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama.
Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: - ciddi vurdum napacan?!
Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da ...
RÜZGARIN ATTIĞI ADAM:
ALLAH BİLİYOR
Nasreddin Hoca bir cimri tanidiginin evine gittiginde tanidigi ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmis. Nasreddin Hoca bayat ekmegi disi kesmeyince sinirinden bali kasikla yemeye baslamis. Ev sahibinin gözü yerinden oynamis :
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini siyirir, demis.
Nasreddin Hoca hiç ses çikarmadan bali bitirmis ve :
-Kimin içinin siyrildigini Allah biliyor, demis
Hoca, evlilik ne demektir?
-Gunduzleri cifte hirlama, geceleri cifte horlama!
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:
-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya
-Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı
-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.
Bunun üzerine bostancı kızar:
-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?
Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu
sonra döner der ki:
-ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......
BU NASIL NAMAZ
Nasreddin Hoca abdest alirken, bir ayagina su yetmemis. Namaz kilarken de bir ayagini yukar kaldirarak namaz kilmis. Bunu gören cami cemaati :
-Hocam bu nasil namaz? diye sormus.
Nasreddin Hoca :
-Bir ayaği abdestsiz namaz, diye cevap vermis
YEMEK
Birgün bir fakir bir adam elinde sağdece kuru bir ekmekle yürürken bir lokanta görmüş çook güzel yemekler pişiyormuş.Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu
aşçı görmüş demişki;
AŞÇI: -Burda ne yapıyorsun.
ADAM: -Yemekler çok güzeldi bende ekmeğmi buharına tutuyordum.
AŞÇI: -O zaman parasını ver!!!
ADAM: -Ben birşey yapmadımki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
AŞÇI: -O zaman kadıya gideceğiz.
Demiş;
Adamla aşçı gitmişler kadıya. aşçı kadıya söylemiş kadı(hoca) aşçıya yakalaş demiş aşçı hemen yanına gitmiş hoca içi para dolu kese çıkarmış hoca aşçıya kulağını yaklaştır demiş. aşçı yaklaştırmış hoca keseyi biraz sallamış aşçı sormuş hocam siz bana vermedinizki demiş. Hoca eeee o senin yemeğinin buharını almış sende paranın sesini alırsın demiş...
UYUYORUM
Bir gün Nasreddin Hoca sehire gelip, bir arkadasiyla birlikte handa kalmis. Gece yarisi arkadasi sormus :
-Hocam, uyudunuz mu?
-Buyurun birsey mi var?
-Biraz borç para isteyeyim demistim.
Nasreddin Hoca derhal horlamaya baslayip:
-Ben uyuyorum! demis.
9 MU 10 MU?
9 mu 10 mu ?
Hoca bir gün köyden eşekleri almış şehre satmaya gidiyormuş.Eşeğin birisine binen hoca ikide bir eşekler kaybolmasın diye sayarmış.Yine sayacağı zaman altındaki eşeği saymayarak 9 eşek olduğunu görmüş.İnmiş eşekten yine saymış bu sefer 10�muş.Hoca şaşırmış ve ;
-9 mu 10 mu kara verin artık ! demiş
HOCA VE BURÇLARI
hocaya bır gun sormuslar : hocam burcunuz nedir?
hoca:teke demiş
ahali:tekee diye bir burç yoktur ki demış
hoca:60 yıl once doğduğumda bırcum oğlaktı 60 yıl sonra buyudu teke oldu demıs
İYİ KARI
Hocanın eşeği ölmüş. Kapının eşiğine oturmuş, hüngür hüngür ağlıyormuş. Bir komşusu yaklaşarak:
-A Hoca! Geçende karın öldü, ağlamadın. Bir eşek için ağlamak sana yakışır mı?
-Nasıl ağlamam! Karım ölünceeş, dost hepiniz etrafımı aldınız, üzülme biz sana daha iyisini buluruz dediniz. Ama biri çıkıp da; Hoca ağlama, sana daha iyi bir eşek alırız demedi!!!
EN AKILLI ADAM
Bir kesis dünyanin en akilli adamini bulmak için diyar diyar geziyormus sira nasreddin hocanin köyüne gelmis ve köylülere sormus.
- sizin köyün en akilli adami kim?
demis. Köylülerde:
- nasreddin hoca demis.
bunun üzerine kesis köy meydaninda hoca ile görüsmeye baslamis ve eline bir çomak almis yere bir daire çizmis nasreddin hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüs kesis bir dogru daha çizerek daireyi dörde bölmüs hocada dörde bölünmüs dairenin üç dilimine çarpi isareti koymus kesis elleriyle asagidan yukariya dogru hareket yapmis hocada yukaridan asagiya yapmis ve kesis
büyük bir hayranlikla hocayi tebrik etmis.
Olup bitenden bir sey anlamayan halk kesise ne oldugunu sormus kesisde :
- Bu adam gerçekten dünyanin en akilli adami yere dünya çizdim
o ortadan ekvator geçer dediben dünyayi dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi ben yerden buharlasma sonucunda ne olur dedim o da yagmur yagar dedi.
Bu sefer hocaya neler oldugunu sorar halk hoca da:
- Bu adam oburun biri yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarisi benim dedim daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim o da tepsi altindan atesi hafif hafif almali dedi ben de üstüne findik fistik ekelersek daha iyi olur dedim.
DİLENCİ
Dilenci: "Hocam Allah rızası için az bir sadaka verir misin ?" Hoca: "Az vermek şanımdan değildir."
Dilenci: "O halde çok verin."
Hoca: "O da senin şanından değildir."
YÜZME BİLİYORDUN
Hocanin iki karisi varmis.
Bir gün 'en cok hangimizi seviyorsun'diye sorarlar hoca söylemek istemez.
yeni karisi:
-ikimizde göle düssek,önce hangimizi kurtarirdin? demis.
hoca eski esine, 'sen biraz yüzme biliyordun degil mi? der.
2 REKAT
Fakir cobanin surusune hastalik girmis,koyunlar, kuzular telef oluyor, kosmus, nefesi kuvvetli bir hocaya. Hocaefendi,
-"Her koyun oldukten sonra iki rekat namaz kil!" demis. Coban namaza baslamis ama, nafile, koyunlar, kuzular sapir sapir gidiyor. Elde son bir kuzu kalinca, coban namazi kesmis, kara kara dusunuyor,kuzu da oynasirken yogurt bakracini devirmesin mi?
-"Bana bak!" demis:
-"Simdi iki rekat da sana kilar, gonderirim ha! Otur oturdugun yerde!"
ÖMRÜN YETERSE
Hoca, küçük yasta da beklenmedik sakalar yapar, etrafindakileri şaşırtırmış. Anası terzi çıraklıgına vermis onu. Bir, iki yIl derken, kadıncagız sormus:
"Oglum neler ögrendin? Anlat da sevineyim."
"Olur, anacıgım." demis Hoca. "Simdilik isin yarısını ögrendim. Dikilmis seyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda ögrenecegim."
ÇIKAR ÇIKAR
Hocanın kızı müthiş bir gümbürtü duyup seslenir:- Baba, bu ses nedir ?- Hiç kızım hiç, kavuk merdivenden yuvarlandı da.- A! baba, kavuktan bu kadar çok ses çıkar mı?- Çıkar kızım çıkar.Altında ben olursam çıkar.
İDDİA
Nasreddin Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir. Hava da cok sıcak olduğundan hem kendisi hem eseği kan ter içinde kalırlar. Hoca odunları indirir, yerleştirir. Karısına:
- Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
Karısıda o gün yorgun olduğundan:
- Efendi, benim işim var, sen yemleyiver, der.
Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar.
- Olmaz! Hiç halim yok, veremem, sen ver der.
Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır. Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca:
- Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der.
Karısı teklifi kabul eder. İkisi de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller esmektedir. Telaşla:
- Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar.
Hoca yattığı yerden doğrularak:
- Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
KÖFTEOR
Nasreddin Hoca parasini geri istemek icin defalarca kapisini calan alacaklisina kapiyi acmis.
-Yakinda, demis, yakinda parani odeyecegim.
-Ne zaman?
-Dinle bak...Bizim duvar kenarina yol boyunca cali tohumu ektim.
-Ve?
-Ve tohum ilkbaharda yeserecek ve cok calimiz olacak...
-Evet, suphesiz! Sonra?
-Bu caddeden cok koyun surusu gecer. Gecerken, gecen
SENDE HAKLISIN
Bir gün Nasrettin Hoca`nın evine iki kişi gelmiş.
"Aramızda bir anlaşmazlık çıktı"demişler.
Biri derdini anlatmış, Nasrettin Hoca haklısın demiş.
Diğeride derdini anlatmış. Nasrettin Hoca onada haklısın demiş.
O sırada çayları vermekte olan Karısı atlamış,
"Bu nebiçim şey Hoca! ikisine de haklısın dedin?"
Hoca bi an düşünmüş ve karısına dönüp :
"neyapalım hanım sen de haklısın" demiş.
ŞİMDİ BENZEDİN
Hoca yolda bir leylek bulmuş.Almış onu evine götürmüş.Daha önce hiç leylek görmemiş.Uzun gagası ve bacaklarını çok yadırgamış.Tutup bir güzel kesivermiş onları.Sonra da yüksekçe bir yere koymuş.Karşısına geçmiş.Yaptığı işten memnun, seslenmiş:
-Bak şimdi kuşa benzedin.
BURANIN GÜNLERİ
Nasreddin Hoca daha önce hiç ugramadigi bir köyden geçiyormus.Bir köylü yanina yaklasmis :
- Efendi, bugün günlerden ne?
Hoca, yorgunlugun etkisiyle hangi gün oldugunu bir türlü hatirlayamayinca :
- Bu köyün yabancisiyim, demis. Buranin günlerini bilmem...
SEN DÜŞTÜN
Nasreddin Hocanin bir gün karisi ölmüs.Bir ay sonra kocasi ölmüs dul bir kadinla evlenmis.Evlendigi kadin Hoca ya sürekli eski kocasini anlatiyormus.Yine bir gün yatakta kocasini anlatiyordu.Işte benim kocam şöyle yapardi,böyle yapardi...Hoca sinirlenmis ve kadina bir tekme atmis ve kadinyere düşmüş.Kadin sormuş aman hoca niye attin beni.Hocaninda cevabi hazir:
-Eee yatakta bi sen yatiyosun bi ben bide eski kocan üçümüz sigamadik sende düştün..
SAHİBİYİM DE
Hoca, bir gece gürültüyle uyanmış.Bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor.Adamdan korkmuş.Sesini çıkartmamış.Ama peşine de düşmüş.Az sonra, durumu farkeden hırsız, kızgınlıkla sormuş:- Beni neden takipediyorsun bakayım?Hoca, sakin, pişkin yanıtlamış.- Taşıdığın evin sahibiyim de.
AKÇE HESABI
Nasreddin Hoca bir gün heybe almak için pazara gider. Güzel bir heybe görüp pazarcı ile pazarlık yapar ve 1 akçeye anlaşırlar. Tam oradan ayrılacaktır ki daha güzel bir heybe dikkatini çeker:
- Kaç akçe şu heybe muhterem?
- 2 akçe hocam.
- Aldım gitti, diyen hoca elindekini bırakır ve onu alıp tam gidecekken pazarcı seslenir:
- Hocam. Bu heybe 2 akçe. Sen 1 akçe verdin.
Hoca sinirlenir:
- Bre cahil adam! Sana önce 1 akçe verdim. Sonra da 1 akçelik heybe bıraktım! İkisi eder 2 akçe. Daha benden neyin parasını istersin!
DÜŞÜNÜR
Nasreddin Hoca Aksehir pazarinda bir adamin basina toplanmis olan kalabaliga yaklasir.Satici elindeki kusu satmaya calismakta ve fiyati ise cok yuksek 50 Akce, yan taraftaki tavuklar ise 5 Akce. Hoca bir turlu fiyattaki asiri farki anlayamaz ve sorar
-Hemserim bu nasil kus 50 Akce istersin?
-Hoca efendi bu bildigin kus degildir bunun ozelligi var.
-Neymis ozelligi?
-Hocam bu kusa papagan derler ve konusur.
Hoca aniden hemen eve kosar, kumesten hindisini kaptigi gibi pazara doner. Papagan satmakta olan adamin yanina durur ve yuksek sesle;
-Bu gordugunuz kus sadece 100 Akceye, gel, gelll!
MUHTAÇ OLMAMAK
Cimri vede bos bogazin biri Hocaya: Ya nasrettin hoca demis demek parayi cok seviyorsun..Acaba neden ? Hoca cevabini yapistirmis. Senin gibilere muhtac olmamak icin.
PEÇETE
nasrettin hoca büsbüyük bir ev yaptırmış ama tuvalet yaptırmayı unutmuş nasrettin hoca çok sıkışmış ve peçeteye yapmış peçeteyi camdan atmış turistin ağızına gelmiş turist:
-lokum lokum
nasrettin hoca:
-hayır o benim bokum
GÖLE KOŞ
Hoca, bir gün kirlardan topladigi çali çirpiyi esegine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çirpi da kurusu gibi yanar mi? diye düsünür ve seytana uyarak çakmagini çakar ve alevi çali çirpiya dokundurur. Aralarinda kurulari da bulunan çali çirpi hemen alev alir.Esekte bir korku, bir telas, huzursuzluktur baslar. Anira anira, çifte ata ata dört nala kosmaga baslar. Hoca da arkasindan olanca gücüyle bagirir :
-Aklin varsa göle koş!
KARANLIK
Hoca, birgün yüzüğünü kaybetmiş.Aramış, aramış bulamamış.Canı sıkılmış, sokağa çıkmış.Oradada sağa sola bakınmaya başlamış.Yoladan geçen komşusu dudrp sormuş.- Ne arıyorsun Hocam.- Evde yüzüğümü kaybettim de.- İlahi hoca, öyleyse neden burda arıyorsun?!- Eee!! içersi pek karanlıkta.
ŞAKADAN HOŞLANMAM
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama.
Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: - ciddi vurdum napacan?!
Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da
SIKARKEN
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiş.Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış.Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.
BİRDE ŞALVAR
Hoca, Timur Han'ın askerlerinin yanından geçerken askerlerin nişancı komutanı tarafından çagrılır.
- Hocam şu agaca yaslanın da askerlerimin hünerlerini size gösteriyim.
Askerlere emir verir:
- Rahat,
- Hazır oll,
- Ateş,
kelimesi ile hocanın kavuguna tam 10 ok gelmiş kavuk delik deşik olmuştur
Komutan:
-Hocam askerlere söyleyim de size yeni bir kavuk getirsinler.
-Komutanın izin verin bir adet de salvar alsınlar.
-Hocam biz sizin salvarınıza birşey yapmadık ki, ne oldu hayırdır.
-Yok canım ben biliyorum, onun da kavuk gibi giyilecek hali kalmadı.
TARİFESİ BENDE
Hoca bir ciger almis evine gidiyormus. Yolda bir dostuyla karsilasmis. Adam:
-Bak sana guzel bir ciger yemegi tarifi yapayim da bunu agiz tadiyla ye, demis.
Hoca rica etmis:
-Benim aklimda kalmaz. Bir kagida yaziver.
Adam yazip vermis. Hoca biraz sonra lezzetli bir ciger yemegi yiyecegini dusunerek dalgin dalgin giderken, bir caylak elindeki cigeri kapip kacmis...
Hoca caylagin ardindan bir sure baktiktan sonra elindeki kagidi havaya kaldirmis:
-Agiz tadiyla yiyemeyeceksin. Tarifesi bende!..
KANMAMAK GEREK
Nasrettin Hoca oglunu okulundan alirken esekle gelmis.Oguluyla esegin üzerinde evin yolunu tutmuslar.Aradan zaman geçmis.Bir
grup insan önlerine çikmis.Bir insan;
-Hoca ayip degil mi?esege o kadar yükü nasil tasisin?
Hoca da ogulunu esekden indirip yanindan yoluna devam etmis.aradan zaman geçmis bir insan;
-Ayip ulan ayip. Küçücük çocuk yürütülürmü?
Hoca çocgu esege oturtmus. Kendi yoluna devam etmis.Aradan yine zaman geçmis birisi;
-Hoca salakmisin?Çocugu oturtuyon kendin yürüyon.
ZEVK SORUNU
Hoca bir gün eşşeğini kaybetmiş." Eşeğimi bulup getirene eşeğimi ona armağan edeceğim" demiş.
Görenler hayretlerle sormuş:
-Armağan edeceksen eşeğini bulmak ne işine yarayacak?
Hoca:
-bende yitirilen bir şeyi yeniden bulmanın zevkini tadacağım, demiş.
O ZAMAN GÖR FERYADI
Hoca esegini kaybetmis ve ariyor, bu arada da neseli bir turku tutturmus.
Birisi kendini sormaktan alikoyamaz:
-Hoca Efendi, esegini kaybettigini herkes bilirken, turku soylemeni duymak eglenceli gorunuyor. Oysa kaybina feryat edip aglaman beklenirdi!
-Son bir umidim, aptal mahlukun su kucuk tepenin arkasinda olabilecegidir, arkadas. Eger degilse, bekle ve gor o zaman sen bendeki aglamayi feryadi!