|
|
|

Belli Bir Saatte Uyanmak İçin
Kevser sûresini üç defa ve Allah’a güvenle okuyup yatarsa, istediği saatte uyanır.

Kene ısırması
Sual: Kene ısırıp ölen şehit olur mu?
CEVAP
Evet, zehirli hayvan sokup ölen şehit olur. (Redd-ül muhtar)
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Suda boğulan, yangında ölen, garip, kimsesiz olarak ölen, zehirli hayvan sokup ölen, iç hastalıklarından ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, kocasını kıskandığını gizleyen kadın, kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen kimse şehiddir.) [İbni Asakir]

Kasten farzı tekrar etmek
Sual: Unutarak farzı tekrar eden, mesela üç secde yapan secde-i sehv yapıyor. Kasten yapınca da mı secde-i sehv gerekir?
CEVAP
Secde-i sehv yanılma secdesidir. Yanılınca secde-i sehv yapılır. Kasten yapılınca Hanefi’de secde-i sehv kurtarmaz. Günah işlemiş olur. Günah işleyenin de, tevbe etmesi ve bir daha işlememesi gerekir.

Ebû Eyyûb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki bir yıl oruç tutmuş olur.”(Müslim, Sıyâm, 204; Tirmizi, Savm, 53)

Sual: Sahura kalkmadan oruç tutmakta mahzur var mıdır ?
Cevap : Sahura kalkmamak günah değildir. Ancak kalkmak faydalıdır. Bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkılmalıdır.

Sual: Yalan, gıybet, harama bakmak gibi günahlar orucu bozar mı?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namahreme şehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. (Deylemi)

Zekât Kimlere Verilmez?
1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
2) Ogluna, oglunun çocuklarina,kizina, kizinin çocuklarina ve bunlardan dogan çocuklara,
3) Zenginlere,
4) Müslüman olmayanlara,
5) Kari-koca birbirlerine.

Eşimin borcu var; benim de altınlarım. Bize zekât düşer mi?
Zekât konusunda İslam, ferdi olarak değerlendirmektedir. Yani malı olan kadının kocasının borcu varsa kadının zekât vermesine engel olmaz. Bu bakımdan eğer bu borç kocanıza aitse sizin zekât vermenize mani değildir. Altınlarınızın zekâtını vermeniz gerekir. Borç size aitse altınlardan borç miktarını düşerek geri kalanın kırkta birini zekât olarak verirsiniz. Kişi kendi karısına zekât veremez. Çünkü örf ve âdet bakımından karı koca menfaatte ortak sayılırlar. İmam Ebu Hanife'ye göre kadın da kocasına zekât veremez.

Namaz Kılınmasının Mekruh Olduğu Vakitler
Bazı vakitler vardır ki, o vakitlerde farz, vacip ve nafile hiçnbir namaz kılınmaz. Bazı vakitler vardır ki, onlarda yalnız nafile kılınmaz.
Hiçbir namaz caiz olmayan vakitler üçtür:
Güneş doğarken (Ortalama 45 dakika geçinceye kadar.)
Güneş ortada (zeval) iken Herşeyin gölgesi titreşip, yeinde kaldığı zaman.
Güneş batarken. Akşama doğru güneşin sararıp, gözlerin ferini almayacak uruma geldiğinde. Ancak o günün kılınmayan ikindi namazı bu vakitte kerahetle kılınır.
Nafile ve benzeri namazların mekruh olduğu vakitler:
Sabah namazının vakti girdikten sonra, sabah namazının sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz
Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar
İkindi namazını kıldıktan sonra
Akşam namazının farzından önce
Evinde de olsa bayram namazından önce
Bayram namazından sonra mescitte nafile namaz kılmak mekruhtur, evde kılınabilinir.
Hac zamanı Arafat ve Müzdelife'de birlikte kılınan namazların arasında, öğle ve akşamın sünnetleri dahil hiçbir nafile namaz kılınmaz.
Farz için vakit pek dar kaldığı zaman
Cuma günü hatip hutbeye çıktığı zaman
Abdesti sıkışmış durumda iken
Sevdiği bir yemek ortada kalbini meşgul edecek bir durum mevcut iken
Cuma günü namaz için kamet getirilirken, güneş tutulması ve yağmur isteme hutbesi okunurken.
Kaynak: Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN

ALLAH hiçbir hastalık ve sıkıntı indirmemiştir ki onun ilacını göndermemiş olsun De ki:
1-SABAH NAMAZI: Ölüm sekarati sıkıntılarının ilacıdır.
2-ÖĞLE NAMAZI: Kabrin karanlığının sıkıntısının ilacıdır.
3-İKİNDİ NAMAZI: Sorgu meleklerinin sıkıntısının ilacıdır.
4:AKŞAM NAAMZI:Amel defterinin dağıtıldığı andaki sıkıntının ilacıdır.
5-YATSI NAMAZI: Sırat Köprüsünün sıkıntısının ilacıdır.
İşte vakit namazlarının sayısının sebep ve hikmetleri budur.Dikkat edilirse insanoğlunu bekleyen altıncı ana sıkıntı da yoktur.Beş sıkıntının ilacı beş vakit namazdır.

TAVAFTA HIZLI YÜRÜYÜŞÜN HİKMETİ NEDİR?
Resulullah (sav) ve ashabı (ra) Mekke’ye, Medine hummasından bitkin düşmüş bir halde geldiler. Müşrikler şehirde dedikodu yaparak:
-“Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırap çekmiş bir kavim gelecek, dediler ve Müslümanların seyrine bakmak için Hicr’in arkasına oturdular.
Onların hainliğinden vahyen haberdar olan Resulullah (sav), celadetlerini müşriklere göstermeleri için, Müslümanlara tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını (kısa adımlarla canlı canlı yürümek), iki köşe arasında da adi yürüyüşle yürümelerini emretti.
Bu hali gören müşrikler,
- Bunlar mı hummanın bitkin düşürdüğünü zannettiğiniz insanlar? Bunlar falan ve falandan daha sağlammış! dediler.
Resulullah (sav)’ı ashabına (ra) bütün şavtlarda remel yapmalarını emretmekten alıkoyan şey, onlara duyduğu merhametti.” (Buhari, bu rivayette şu ilaveyi kaydeder: “Resulullah (sas) sulh anlaşması yaptığı sene (umre için) gelince müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için “hızlı yürüyün!” diye emretti. Müşrikler bu sırada Kuaykıan Dağı tarafına oturmuş seyrediyorlardı.”) (İbnu Abbas (ra) rivayeti, Buhari, Hacc 55)

Hac yolunda ölen Sual: Hacca giderken yolda hastalanıp ölen fakir, hacı olur mu?
CEVAP
Hac yapmayan hacı olamaz. Ancak niyetine göre çok sevap alır. Çünkü hac yapmak niyetiyle yola çıkmıştır. Hadis-i şerifte, (Bir iyilik yapmaya azmedip de yapamayan kimse, o iyiliği yapmış gibi sevap alır) buyuruluyor. Hastalık veya başka sebeplerle cihada gidemeyip Medine’de kalan Eshab-ı kiram için Peygamber efendimiz, (Medine’de kalmış öyle kimseler vardır ki, bu cihaddan alacağımız mükafatta, onlar da bize ortaktır) buyurdu. Çünkü niyetleri cihada gitmek, mallarını ve canlarını Allah yolunda harcamak idi. Ancak onları bu cihaddan alıkoyan bedenlerine ârız olan manidir.
Sual: Vücub ve eda şartları kendisinde bulunan, yani hacca gitmesi farz olan kimse, hac yolunda ölürse yerine vekil gönderilmesi gerekir mi?
CEVAP
Kendisine o sene hac farz olmuşsa yerine vekil gönderilmesi gerekmez, haccı sâkıt olur. Hac farz olduğu sene gitmeyip de sonraki senelerde, hac yolunda veya evinde hasta veya hapis, sakat olursa yerine başkasını, kendi memleketinden bedel göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi lazımdır. Bedel gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı affolur.
Hac yolunda ölmek bir nimettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hacca giderken yolda ölene, Kıyamete kadar hac, cihada giderken de ölene, Kıyamete kadar cihad sevabı yazılır.) [Ebu Ya’la]
(Mekke’ye giderken ve oradan dönerken ölene, ahirette terazi kurulmaz, hesaba çekilmez ve günahları affedilir.) [İsfehani]
HACCIN HİKMETLERİNDEN
Peygamber Efendimiz buyuruyor:
Kim hac eder de şehevatı terk edip günah işlemezse, geçmiş günahları bağışlanır. (Tirmizi - Kitabü'l -Hac))
Hac ile ömreyi arka arkaya yapınız. Çünkü bunlar, ateş körünün demir, altın ve gümüşün pas ve lekelerini giderdiği gibi, hem fakirliği, hem de günahları giderir. (Tirmizi - Kitabü'l -Hac))
Bütün ibadetler Allah'ın mri olduğu için yerine getirilir ve haram olan şeyler de Allah'ın yasakları olduğu için terkedilir. Bunlardaki hikmetlerin bir kısmını Cenab-ı Hak bildirmiş ve bazılarına dair hikmetleri açıklamamıştır. Akıl ve düşünce ile bazı hikmetlerin mevcudiyeti tesbit edilebilir. Hac ile ilgili olanlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
İslam dinine bağlı müminlerayni gaye ve ayni inançla hac ibadeti dolayısıyla bir araya gelirler. Kazanılan manevi hazla, eskiden mevcut kötü huy ve alışkanlıklar terk edilir ve Allah'ın emirlerine daha sıkı sarılma şevki gelir.
Dünyanın dört bucağında bulunan müslümanlar tanışı, sevişir, birbirine yardım imkanı arar, İslamın yayılmasına, noksanlıkların giderilmesine çalışılır.
Karşılaşılan zorluk ve mahrumiyetler, nimetlerin kiymetini ve bunalra şükretmeti öğretir. Mal ve mülkten uzak kalmak, akraba ve dosttan uzak kalmak, istirahat imkanı bulamamak, insana muhtaçları, fakirleri hatırlatır, böylece onlaraşefkat elinin uzanmasına vesile olur.
Hac'da cihad sevabı vardır. Çünkü orada hem sefer hali var, hem nefisle mücadele var, hem eziyet ve yorgunluklara tahammül var.
Bütün hacıların aynı günde kefene bürünmüşcesine Arafat da toplanmaları, mahşer gününde insanların Allah'ın huzurunda bulunacakları hali andırır ve o dehşet günü için bir ibret vesilesi olur.
BIÇAKSIZ AMELİYAT
Yüz yıl önce Alman bir profesörün geliştirdiği teoriye göre kanserden migrene her hastalık oruçla tedavi edilebiliyor.
Bugüne dek oruca dair söylenenlerin belki de hiçbiri 1950'de Almanya'da bir oruç kliniği açan doktor Otto Buchinger'in sözleri kadar iddialı değil: "Oruç bıçaksız ameliyattır!"
O günlerden bu yana pek çok Avrupalı'nın tedavi olmak için başvurduğu Buchinger Oruç Kliniği, Buchinger'in torunu Dr. Andreas Buchinger yönetiminde bugün hâlâ çalışmalarına devam ediyor.
Son yıllarda sağlıklı ve uzun yaşam trendi, zehirli maddelerden arınmak için uygulanan detoks programları popülerleştikçe, Avrupa ve ABD'de de pek çok benzer klinik açılmaya başladı.
Oruçla sağlıklı yaşam ekolünün kurucusu Prof. Dr. Arnold Ehret adına kurulan sağlık kulübüyse her yıl binlerce kişiye hizmet veriyor.
Elbette sağlıklı kalmak ve kanserden migrene pek çok hastalığın tedavisi için uygulanan oruç terapisiyle Müslümanlar'ın dini bir farz olarak yerine getirdikleri oruç ibadeti aynı değil. En azından dinsel ve ruhsal yönleri itibariyle. Yoksa her ikisi de gün boyu hiçbir şey yememek ve içmemek temeline dayanıyor.
Mahyaların yanmaya başladığı şu günlerde Ramazan ayında tutulan oruçla ilgili bilgi vermek abesle iştigal olacağına göre, gelelim din, dil, ırk gözetmeksizin her bünyeye faydalı olacağı iddia edilen evrensel oruç terapisine...
İlk olarak 1900'lü yılların başında yaşayan Alman fizyoterapi uzmanı Prof. Dr. Arnold Ehret tarafından geliştirilen oruç terapisi, hastalık ve beslenme bağlantısını esas alıyor. Ehret, Türkçe'ye de çevrilmiş olan "Şifalı Besinler ve Mukussuz Şifa Diyeti" isimli kitabında, "Her hastalık bir tıkanmadır" diyor ve ekliyor "doğa sadece oruç metoduyla her hastalığı iyileştiriyor. İşte bu doğanın sadece bir metodu tanıdığını ve her vücutta en önemli faktörün atık, yabancı madde ve mukus (ürik asit, kandaki başka zehirler ve doku bozulmaları baş gösterdiğinde iltihap) olduğunu kanıtlıyor."

|
|
|
|
|
|
|
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|