programresimfikra
  FIKRALAR
 
Zararlı Yiyecekler     
 
 

Zararlı yiyecekler
Bir diyetisyen, huzurevinde genis bir kalabaliga konferans vermektedir:



"Midemize indirdigimiz hersey bizleri her an öldürebilecek kadar tehlikelidir. Kirmizi et kanser yapar, gazli içecekler midemizin dokusunu tahris eder, sebzeler öldürücü bakteriler barindirabilir, Çin yemekleri karbonhidrat yüklüdür. Ayrica hiçbirimiz içme suyunun barindirabilecegi mikroplarin uzun vadedeki etkilerinin farkinda bile degiliz. Fakat bir yiyecek vardir ki içlerinde en tehlikelisidir. Hepimiz onu mutlaka yemisizdir ya da yemek zorunda kalabiliriz. Içinizden birisi en ciddi rahatsizliklari yaratacak ve uzun yillar bizlere aci verebilecek bu gidayi tahmin edebilir mi ?"

Ön siralardan 75'lik bir ihtiyar ayaga kalkar ve yanitlar, "Dügün pastasi."
Yumurta         

Küçük kız salonda kahvaltısını etmekte, annesi de mutfakta bulaşık yıkamaktaymış...Derken küçük kız içeriden seslenir:
-Anneee! yumurtam bozuk çıktı, yemesem olurmuuu?
-Hayır kızım, o yumurta bitecek o kadar......
Küçük kız cevap vermez......10 dakika sonra tekrar seslenir annesine:
-anneee? Gagasını da yiyeyim mii??

Bu Ne        
 
 
Bir ana okulunda öğretmen çocuklara paraları öğretmek istiyordu.Cebinden bir 25 kuruş çıkarıp gösterdi :
-Bilin bakalım bu ne?
Ön sırada oturan küçük bir çocuk çabucak cevap verdi :
-Tura!...

BRUNO     
 
 
bir gün adam ile karısı misafirliğe yemeğe gider.gittikleri evinde BRUNO adlı bir köpeği vardır. biraz konuştuktan sonra yemeğe geçerler.brunoda adamın tam altındadır.adam 3 tabak kuru fasülyeyi yedikten sonra gazı belirmeye başlar.adam kendini tutamaz vegazını sesli bir şekilde bırakır.evsahibi bruno ya BRUNO OO DİYE BAĞIRIR misafirde ;neyse kimse anlamadı der içi rahatlar.ikincisinde yine öyle olur BBRRUNNOO diye bağırır.adam yine rahatlar .üçüncüsünde adam yine kendini tutamaz bırakır gazını .sonunda evsihibi BRONOYA DÖNEREK lan bruno kalk adamın dibinden adan üstüne SIÇACAK    der.:)
Benzin İstasyonu
 
 

Benzin istasyonunun önünde bir afiş:
"Depoyu dolduran Lotaryada tutturursa bedava seks kazanıyor."
İki kafadar benzinciye :
"Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için lotaryaya talip olur... Benzinci sorar:
-Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks.
-Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben beş tutmuştum.
- Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya... Bizimkiler
"Yedi" der. Benzinci ş
"Olmadı, ben altı tutmuştum". Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya...
"Iki" derler, benzinci:
"Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır...
"Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor... Hile yapmasın!" Diğeri cevap verir:
"Yok canım kız kardeşim arka arkaya iki kere kazandı."          

Bebek
 
 
Adamın biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle sormuşlar :
-Pardon arkadaş, demişler karı-koca.
-Bizim odada mı yatarsın, bebeğin odasında mı, yoksa boş bir odada mı?
Adam düşünmüş :
-Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte uyanır ağlarsa uykusu kaçacak, ben boş odada yatarım, demiş.
Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış, bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor.
Adam:
-Kızım senin ismin ne? diye sormuş.
Kız :
-Bebek amcacığım ya sizin isminiz?...
Adam :
-Eşek kızım eşşşeeek        

Banka
 
 
Bu diyalog bir bankanın telefonla müşteri hizmetlerinde yaşanmıştır.
İşte görüşmenin metni ...

-iyi günler,hoşgeldiniz,nasıl yardımcı olabilirim?
-para çekemiyorum ben...
-şifrenizi doğru giriyormusunuz Kamil bey ?
-şifremi? benim şifrem hep aynıdır,istanbulun kurtuluşu....
-bana söylemeyin lütfen şifreyi efendim.
-heh,tamam hatırladım,1553!!!

-efendim o istanbulun kurtuluşu değil ama...
-ya kaçtı istanbulun kurtuluşu?
-efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
-niye sende mi bilmiyosun?..
-biliyorum ama güvenlik açısından benim şifreyi bilmemem gerekiyor.
-Delirtme beni ...Ben sana şifreyi sormuyorum!
istanbulun kurtuluşunu soruyoruuuum.
-evet,ama.........

bip bip bip biiiippp.....           

Astor
 
 
Bir gün bir eve kız istemeye gelmişler.KIz kahveleri yapmış,misafirlerde içmişler.Kızla evlenecek olan çocuğun öyle bir gazı gelmiş ki salıvermiş.baaaaart!ev sahibi baba köpeğine doğru dönmüş ve "ASTOOOR" diye bağırmış.
Bunun üzerine oğlan bir ooh çekmiş ve içinden"köpek yaptı zannetti"demiş.Biraz sonra oğlanın yine gazı gelmiş ve yine salmış.Bu sefer baba köpeğe daha yüksek sesle "ASTOOOOOOOOR" diye bağırmış.Oğlan yine ohh yırrttık demiş.Az sonra oğlanın bir gazı daha gelmiş ve BAAAARRRT diye salmış ve babada şöyle demiş:

-"ASTOR kalk ordan adam üzerine ?ıçacak."     

Arsenik
 
 
Kadinin biri eczaneden iceri hisimla dalar ve eczacidan 1 sise arsenik ister. Eczaci kadina arsenikle ne yapacagini sorar ve kadin ;

"Kocami oldurecegim" diye cevap verir.

Eczaci ;

"Kusura bakmayin ama size bu sebeple arsenik satmam  olanaksiz" der.

Bunun uzerine kadin cantasina uzanir ve icinden kocasiyla eczacinin  karisinin yatakta cekilmis
fotografini cikarir. Eczaci fotografa bakar  ve ;

"Receteniz oldugunu neden daha once soylemediniz!!"....        

Apandist
 
 

İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı...        

Ahmet Kim  
 
 
Kahveye iriyarı öfkeli bir adam girdi, olanca sesiyle bağırdı:
- Ahmet kim?
Kimse ağzını açmadı. Gelen bir daha bağırdı:
- Ahmet hanginiz? Çabuk karşıma çıksın!
Sonunda ufak tefek, çelimsiz biri yerinden kalktı:
- Benim.
Kabadayı yumruklarını sıkıp üstüne atıldı, pestilini çıkarıncaya kadar dövdü. Kahvedekiler yerlerinden kımıldamıyorlar, nerdeyse soluk bile almıyorlardı.
Kabadayı gittikten sonra dayak yiyenin başına üşüştüler:
- Hastaneye götürelim mi, Ahmet?
Yerde kanlar içinde yatan adam, bir iki yutkunduktan sonra konuşabildi:
- Ben Ahmet değilim ki, nasıl kandırdım enayiyi!          

Akraba Evliliği
 
 

Yan yana iki villannın ilkokul birinci sınıfa giden biri kız, diğeri erkek iki çocuğu, kendi aralarında konuşuyorlardı :
-Büyüyünce benimle evlenirmisin?
-Hayır evlenmem!Bizim ailede akrabalar hep kendi aralarında evleniyorlar.Baksana, annem babamla evli, büyükannem, büyükbabamla ...Teyzemle eniştemle!...      

Adını Değiştirmek
 
 

Adını değiştirmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesine başvurmuştu. İlk duruşmada yargıç sordu:
- Adın ne?
- Salih İnek.
- Hangi adı almak istiyorsun?
- Mahir İnek.           

Açmasakta Olur
 
 

Kırşehirli iki arkadaş askere gitmişler ikisi de paraşütçü olmuş.Belli bir
eğitim gördükten sonra paraşütle deneme yapıyorlarmış.İkisi de uçaktan
atlamışlar.Ellerinde yüksekliği gösteren bir alet varmış.Arkadaşlardan birisi
alete bakarak sayıyormuş."250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30,20 açmasak da
olur. geldik"            

160 Nolu
 
 

Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.
Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.         

"BABA" ve oğlu
 
 
Ünlü İtalyan babası Donetelli ölmek üzere olduğu günde
bütün ailesinin odasından çıkmasını ve büyük oğluyla
yalnız kalmak istediğini söylemiş. Büyük oğluyla
başbaşa kalan Donetelli yastığın altından çıkardığı
gümüş 24'lük tabancayı miras olarak vermek istemiş.

Zıpır bir ruha sahip oğlu ;

Baba bilirsin ben silah filan sevmem, sen en iyisi
bana rolex saatini bırak.

Donatelli ;

Bak oğlum, yarın bir gün evleneceksin güzel bir
karın, çocukların, emrinde çalışan yüzlerce adamın,
paran herşeyin olacak. Oldu ki bir gün karını yatakta
başka bir adamla yakaladın, saatini gösterip "tamam
vakit doldu!" mu diyeceksin?         

Herkesi Tanıyan Kadın
 
 
Bir mahkeme salonu düsünün...Bir davada taniklik etmesi için kürsüye yasli bir teyzeyi çagirirlar.. Kadin yerine oturur ve davalinin avukati kadina yaklasir...

"Bayan Jones.. Beni taniyor musunuz?" Yasli teyze cevap verir:
"Ah evet Bay Williams sizi çocuklugunuzdan beri taniyorum..siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir bas belasiydiniz..sürekli yalan söylüyorsunuz, karinizi komsunuzla aldatiyorsunuz, en yakinim dediginiz insanlarin arkasindan konusuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsiniz..."

Davalinin avukati basta olmak üzere bütün salon sok olur.. Adam ne yapacagini bilemez bir halde kadina tekrar sorar:

"Peki Bayan Williams,ya karsi tarafin avukatini taniyor musunuz?" Kadin yine cevaplar:
"Elbette taniyorum.. çocuklugunda ona dadilik yapmistim.. Tembel,ödlek ve alkolik adamin tekidir..etrafinda bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altina kaçirdigini söylüyor.."

Yine herkes sokta.. bütün salonu bir ugultu kaplar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafin avukatini da kürsüye cagirir..Ve ikisine de egilmelerini söylerek kulaklarina sunu fisildar...

"Eger bu kadina beni taniyip tanimadigini sorarsaniz ikinizi de harcarim.  

HEPSİ BU KADAR MI?
 
 
Küçük Ayşe'ye teyzesi  1YTL vermiş.Küçük kız bir şey demeden parayı cebine atmış.bunun üzerine annesi söze karıştı.
-Ayşe,teyzene ne demen  lazım?Ayşe cevap vermedi.Annesi bunun üzerine yardım etmek istedi.
-Baban bana para vediği zaman ne diyorum?
birden gözleri parlayan Ayşe:
-hepsi bu kadar mı?        

Hazır
 
 
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner,
- Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek :
- ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek:
- İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.          

Güle güle baba
 
 
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa`nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiş bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneenne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver.Gülegüle büyük baba...Ertesi gün büyük baba vefat eder...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp
elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağluyor.
-Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım.Ne iyi adamdı.Bugün haber aldım.Ölmüş!   

Gitmiyorum İşte!
 
 

Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor. Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK!

Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:

- Giderim, ama bir sartim var. , der ve ekler.
- Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak.
Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir. ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz.

Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:

- Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir
tanesini yesem olur mu? der. Digerleri de kiramaz ve:

- Elbette! , diyerek, sarmalardan birini verirler.

Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:

- Gitmiyorum iste, gitmiyorum!        

Filim Der
 
 
Yağmurlu, soğuk bir günde Amerika'da dünya polis teşkilatlarının yarışması vardır. Yarışmada Amerikan polisleri, Alman polisleri, Rus polisleri, İtalyan polisleri ve Türk polisleri yarışmaktadır. Yarışmanın amacı ormanda bir fili hangi ülkenin polis teşkilatı daha az sürede yakalayacaktır. Yarışma başlar ve Alman polisleri ormana girerler aradan 30 dakika geçer ve Alman polisleri gelir. Sıra Rus polislerine gelir ve aynı şekilde ormana girerler aradan 15 dakika geçer ve Rus polisleri gelir. Amerikan polislerine sıra gelince üstün elektronik aletleriyle fili 10 dakikada ormandan çıkarırlar. Sıra gelir Türk polisine ormana girerler ve aradan 3 dakika geçer ve beraberinde'de bir ayı getirirler, bütün polis teşkilatları şaşkınlık içerisinde Türklere sorarlar biz sana fil dedik siz bize ayı getirmişsiniz diyince Türkler daha cevap vermeden ayı atılır söze abi anam avradım olsun ki  'ben filim' der.       
Fil Sütü
 
 
İki arkadaş teneffüste konuşuyorlardı :
-Bugün bir bebek gördüm, fil sütü içerek bir haftada yedi kilo almış.
-Çok tuhaf.Kimin bebeğiymiş bu.
-Filin!...          

Eşşek Olmaz mı
 
 
Tiyatroda, ünlü oyuncu rolü gereği uşaklarına bağırır. -Atımı getirin! O sırada münasebetsiz bir seyirci "Eşek olsa olmaz mı? diye seslenir. Oyuncu hiç istifini bozmaz: -Hay hay! Buyrun beyefendi!...     
Elma ve Elma Şekeri
 
 
Elma ile elma sekeri karşılaşmışlar elma :
-ne kadar şıksın kımızı çok yakışmış nereden giyiniyorsun demiş elma sekeri:
- vakko
demiş, elma:
- belli arkandaki kaziktan            


Ehliyet-Ruhsat
 
 
Adamin birini kirmizi isikta gectigi icin polis durdurmus, adamdan ehliyet ruhsat istemis. Adam da "yanimda yok, arkadasin evinde iciyorduk, sanirim fazla kacirdim, biraz sarhosum orada unutmus olmam lazım" demis..
Polis dumur olmus tabii..
Kirmizi isik, alkol, ehliyet ruhsat yok...
Gitmis komserine durumu anlatmis...
Komser gelmis adama ehliyet ruhsat sormus, adam cikartip uzatmis hemen.
Komser sasirmis tabiii...
Alkolmetreyi cikarip ufletmis, adamda zerre alkol yok...
Sasirmis tabi..
"yaw memur bana sizin alkollu oldugunuzu ve ehliyetinizin yaninizda olmadigini soyledi" demis.
Bizim uyanik donmus komsere..
"siz ona aldirmayin, pek iyi degil galiba.. birazdan size kirmizi isikta gectigimi filan da soyleyebilir"          

Düzenlilik
 
 
Yaşlı zengin, her eşyadan birer tane de yeni evlendiği genç karısına almış.
Bir gün, gardrobunu açıp da karısının aşığını görünce çileden çıkmış:
- Sana kaç kez "Kendine ait şeyleri benim dolabıma koyma!" demedim mi sana!
                             
Dul Kadın
 
 
Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmişler. Bir kaç saat
yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.
Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici
hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
- "Dul bir kadınım ben" diye açıklamış hanım,
- "Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar."
- "Endişelenmeyin" demiş Jack, "ahırda da rahat edebiliriz."
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış.
Arkadaşı Bob'u çağırarak sormuş:
- "Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?"
- "Evet, hatırlıyorum."
- "O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?"
- "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım."
- "Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?"
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- "Evet, korkarım öyle yaptım."
- "Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de
bana bırakmış."          

Döverim
 
 
Köşede müşteri bekleyen sokak kadınına yaklaşan adam : -Kaça, diye sordu... Saatiniz kaça? -10 Milyon lira... -Ben onmilyon değil, tam yüzmilyon lira veririm... -Gerçekten mi? -Gerçekten ya... Valla veririm hemde yüzmilyon lira... Ama döverim ben ... -Amaaaaan. Yüzmilyonu verde döv... Otele doğru yürüdükleri sırada adam yineledi : - Bak söyleyeyim fena döverim ben ... -Döv canım, yüzmilyonu ver de... Soyundukları sırada adam : -Son defa söylüyorum fena döverim. -Amaaaaan be!... Dövermiş.... Ne kadar döversin yani? -Vallaaa parayı geri alıncaya kadar döverim...            
Donanım
 
 
Isviçre hukukun üstünlügü ile ünlü bir ülke... Ülke kurallarina göre evlerde denetimden uzak alkol ve alkollü içki üretmek yasak.Kantonun birinde kuskulanilan bir adam var.
Rivayet o ya, adam evinde inanilmaz miktarlarda içki üretmekteymis. Savciliktan alinan tümüyle yasal arama emri ile adamin evine girilir ve her taraflar didik didik aranir. Sonuçta evde gerçekten içki üretimi için bir dolu alet, edevat bulunur
ama, bir gram dahi içkiye rastlanmaz.
Neticeyi kelam, bizim garip Isviçreliyi mahkemeye çikartirlar ve de hakim adamcagizi yasak içki üretiminden iki yil hapse mahkum eder.
Adam itiraz eder :
- Benim evimde bir gram içki yok ki beni mahkum ediyorsunuz ? der.
Hakim, biraz fazla kendinden emin :
- Ama, gerekli her tür donanimi bulduk.
Adamcagiz:
- O halde bi iki yil da tecavüzden verin bari!
Hakim kizgin ve saskin:
- Bir de tecavüz suçun mu var?
Adam sakin ve gururlu:
- Hayir ama yeterli her tür donanimim mevcut !          

Deniz Bitti
 
 
Dümencinin yanına sokuldu. Gemiyi nasıl yönettiğine bakıyordu. Şundan bundan konuştular. Laf arasında dümenci, iki gecedir uykusuz olduğunu söyleci. Yolcu:
- Ver biraz da ben idare edeyim. Sen biraz kestir.
Dümenci, onun dümen kullanmayı bildiğini sanarak gidip uyudu.
Geminin başı karadan yana döndü, az sonra da büyük bir gürültüyle karaya oturdular. Dümenci uyanıp da durumu görünce:
- Sen ne yaptın yahu! diye söylendi.
- Ben bir şey yapmadım dostum, deniz bitti.    

Çorap
 
 
Ayakları çok fena kokardı.Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti.
-Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler mendillerini
burunlarına götürmeye başladı.
-Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
-Vallahi değiştirdim, dedi.ve ekledi:
-İnanmazsın diye kirlileri de cebime koydum.Nah!...    

Cimri Paşa
 
 
Meşhur cimri paşa, atlarının arpa yemesi gerektiğini söyleyen seyislerine kızar ve her seferinde "la havle" çekermiş. Birgün atları dermansızlıktan yığılıp kalınca hiddetle sormuş;
-- Atlarıma ne oldu?   Seyis cevabı yapıştırmış
-- Ne olacak efendim "la havle" yiye yiye "Ve la kuvvete" oldular...  

Cesaret
 
 

Karı-koca fare, mahzende oturuyorlardı.Birden kulaklarına bir şıpırtı sesi geldi.Erkek gitti baktı; delik fıçılardan birinden şarap damlıyordu.Hemen çağırdı dişisini.Geçtiler damlaların başına bir güzel çektiler kafayı.Alkolün etkisiyle coşan dişi fare, erkeğin yanına yaklaştı.Erkek hiç oralı değildi ve merdivenlere doğru yürüyordu.Dişi fare seslendi :
-Sevgilim, nereye gidiyorsun?Gelsen de tatlı tatlı sevişsek olmaz mı?
-Hadi yahu, dedi erkek.Sana kim bakar! Ben şimdi kedinin hakkından gelmeye gidiyorum!...       

Bulamadık
 
 
Bir gün cennet ve cehennemdekiler birbirlerinin yaşadıkları yerleri merak etmişler. Yaptıkları görüşmelerden sonra en kısa zamanda bir köprü inşa etmeye karar vermişler. Ama bu köprünün yarısını cennettekiler diğer yarısınıda cehennemdekiler yapacakmış. Cehennemdekiler kendi yarılarını çarçabuk yapıp bitirmişler ama cennet tarafında daha bir adım ilerleme yok. Bir elçi yollayıp sebebini sormuşlar. Cennettekilerin cevabı ise " Vallahi günlerdir her yere haber yolladık ama bir tane bile mütaahit bulamadık ..."      
Heyecan
 
 
İki genç kız, o akşamki partiden söz ediyorlar.
- Benimki bir öpücük istedi, öyle heyecanlandım ki, o anda bayıldım.
- Benimkinin ne istediğini duysan düşüp ölürdün!        

Hiç Değilse
 
 
Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor.
Kayseri'li musteri bagirmis..
"Durdur su arabayi.."
Sofor panik icinde "Durduramiyorum!.." diye haykirinca Kayserili:

"O zaman taksimetreyi durdur hic degilse"     

Kaçalım
 
 
Amerika'da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
-HEY JOE, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım.     
Kara Mizah
 
 
Çocuğuna balıkyağı içirmenin tek çaresi, ufaklığın her balıkyağı içişinde kumbarasına 100 lira atmak ve biriken parayı ufaklığa vermekti.
Kaya her yemekten sonra balıkyağı içti, kumbarası kısa sürede doldu.
Kumbara açıldı, Kaya'nın sevinç çığlıkları arasında para sayıldı. Sonra babası gülümsedi:
- Çok güzel, bu parayla üç şişe daha balıkyağı alırız.      

Karne
 
 
Karne günüydü.Küçük oğlan okuldan döndü.Annesi :
-Karnen nerede?diye sordu.
Çocuk güldü :
-Arkadaşıma ödünç verdim.Babasını korkutacak...  
Karım Görsün
 
 
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."    
Kayserili Dileği
 
 
Kayserili ile Amerikalı, bir deniz seferi sırasında gemilerinin batması
sonucu ıssız bir adaya düşerler. Aradan bir süre geçer, bunlar
hayatlarını devam ettirirlerken adaya bir şişe gelir. Şişeyi alırlar.
Açarlar içinden bir cin çıkar ve
- "Ben bu şişenin ciniyim, sizin bir dileğinizi kabul etmek için geldim.
Evet dilekleriniz nedir?" demiş. İlk önce Amerikalı cevap vermiş:
- "Beni çok zengin yaparak evime götür."
Cin elini şıkatmış. Pat diye Amerikalı'nın dileği yerine getirilmiş.
Cin dileği için Kayserili'ye sorunca, Kayserili şu cevabı vermiş:
- "Sen bana o Amerikalı'nın adresini ver, başka bir şey istemem."  
Kazık
 
 
Yahudinin biri, pazara, topal eşeğini satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırsın diye, eşeğin tırnağına bir çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar.Kayserili ayaktaki çiviyi görur, içinden "Çiviyi çıkarırım, eşek düzelir!" der, parayı verir, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür :
-Siz Kayserililer açıkgözüz, diye övünürsünüz, eşek anadan doğma topaldı, o çiviyi ben çaktım, alıcıyı aldattım!
Duyanlar esegi alan Kayseriliye koşup, anlatırlar.Kayserili elini dizine vurur :
-Tüh yahu, verdiğimi para sahte olmasaydı, bayağı kazıklanmıştım!  

 
Keman
 
 
Ünlü kemancı Fritz Kreisler bir yemeğe çağrılır. Yemekten sonra, iskambil kağıtları ile ilginç oyunlar yapar. Davetlilerdem biri, bu oyunlardan pek hoşlanır ve sorar:
- Gelecek hafta vereceğim yemekte lütfen bir gösteri yapar mısınız?
Kreisler:
- Menajerimle görüşün. Bu gibi işlerime o bakar.
Ertesi sabah menajerle ilişkiye geçen adam, bir hafta sonrası için sözleşme imzalayıp gider.
Yemeğin verileceği gün davet sahibinin evine gelen Kreisler kemanını bir sandalyenin üzerine bırakır, ellerini ovuşturarak ısıtmaya çalışır. Bu sırada odaya giren ev sahibi, kemanı görünce:
- Aa, siz keman da mı çalıyorsunuz?   

Kimsin
 
 
Bir gün bir tavşan ormanda neşeyle yürüyormuş. Derken karşısına tanımadığı bir mahlukat çıkmış.
- Nesin sen diye sormuş. - Ben katırım. Annem eşek, babam ise bir attır demiş. Tavşan "hmm... hayli enteresan" diyerek yoluna devam etmiş. Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış.
- Peki sen nesin?
- Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur. Tavsan yine enteresan diyerek ilerlemiş. Ancak bu sefer karşısına ne iduğu belirsiz bir hayvan daha çıkmış.
- Sen de kimsin?
- Ben bir devekuşuyum !!!!!?????            




 
  Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol